İçeriğe geç

Ay’ın Evi

Bir dağın yamacında, sislerin arasına gizlenmiş eski bir ev vardı.
Taş duvarlarında zamanın bile susarak geçtiği bir ev.
Ve o evde yaşayan bir kadın: Mira.

Mira, annesinden kalma bu eve döndüğünde 39 yaşındaydı. Annesi öleli tam yedi yıl olmuştu. Ne bir vasiyet bırakmıştı geride, ne de bir mektup. Sadece göğsünde bir Ay kolyesi ve mutfağın üst rafında yıllardır açılmamış, kurumuş bir defter: Rüya Günlüğü.

Mira o gece, defteri ilk kez açtı.
İlk sayfada sadece bir cümle yazıyordu:

“Ay, annenin seni bıraktığı yerdir.”

O an bir şey oldu.
Evin içinde yankılanmayan bir ses, ruhunda fısıldamaya başladı.
Ay yükseliyordu gökyüzünde, Balık burcundaydı.
Ve Mira’nın gözleri ilk kez çocukluğuna, annesinin mutfakta dalgın dalgın kahve karıştırdığı sabahlara gitti.

Mira’nın annesi Ela, zodyakta Ay’ı Akrep’te olan kadınlardandı.
Konuşmayan, anlatmayan, hep kontrol eden… ama geceleri kızının odasında kapalı kapının önünde sessizce dua eden bir kadındı.
Sevgisini göstermemişti, ama varlığını hep gölge gibi hissettirmişti.

Mira onu yıllarca anlamamıştı.
“Ben onun gibi olmayacağım,” demişti hep.
Ama kendi haritasında da Ay’ı 12. evdeydi: içe gömülü, susturulmuş, bastırılmış.

O gece defteri okudukça Mira fark etti ki… annesi o rüya günlüğüne yıllarca onun hakkında yazmıştı.
“Bu gece Mira rüyasında bir su kuşu gördü… Uçmaya çalışıyor ama annesi kanatlarına dokunmuyor.”
“Bugün Mira ilk defa ağladı ama içimde bir şey onun gözyaşlarıyla kendime ağladığımı söyledi.”

Mira o gece ağladı. İlk defa, annesiyle aynı dilde:
rüyaların diliyle, Ay’ın diliyle.

Ertesi sabah, eski sandığın içinde annesinin gençliğinde taktığı bir Ay kolyesi buldu.
Kolyenin ucunda bir yazı kazınmıştı:
“Sana sevgimi gösteremedim. Ama seni hep Ay’a emanet ettim.”

Mira artık anlıyordu.
Ela, kendi annesinden hiç sevgi görmemişti. Ve Ay’ı Akrep’te olan bir kadın, sevgiyi kontrol etmeyi öğrenmişti vermeyi değil.

O an Mira karar verdi:
Bu döngü bitecekti.
Oğluna sevgisini gösterecekti.
Ve belki bir gün o da annesi gibi, susarak değil — Ay ışığında konuşarak büyütecekti bir çocuğu.

Yıllar sonra…
Mira’nın oğlu büyüdü.
Gökbilimci oldu.
Ve Ay’ın çekim gücüyle ilgili bir kitap yazdı.

Kitabın ithaf kısmında tek bir satır vardı:

“Anneme. Bana Ay’ın yalnızca gökte değil, kalpte de olduğunu öğrettiği için.”

Çünkü her kadın annesinden bir Ay miras alır.
Kimisi karanlık, kimisi puslu, kimisi aydınlık.
Ama hepsiyle büyür.
Hepsiyle tamamlanır.

Ve bir gün…
Ay’ın evi gökte değil, kalpte bulunur.


Astrolog Fatih Günal sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Kategori:Kolektif Bilinç

Tek Yorum

Bir Cevap Yazın

Astrolog Fatih Günal sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin